Devletlerin, kendi gelecek hedeflerini planlaması yeni bir durum değildir. Ekonomileri başta olmak üzere devletler, siyasi ve sosyal planlamalar yaparak belirledikleri hedeflere kararlı bir şekilde ulaşmayı isterler. Cumhuriyet Türkiye’sinin 100. yılına denk gelen 2023 hedefleri, Türkiye’nin son on yılda göstermiş olduğu başarılı performansı sonrası, daha çok konuşulur oldu. Bilhassa ekonomide baş gösteren üstün başarı, Türkiye’nin 2023 için kendisine daha büyük hedefler koymasına neden oldu.
Aslında 2023 hedeflerinin sadece ekonomik olarak düşünülmesi bizleri yanıltabilir. Böyle ulaşılabilir hedefler, toplumun bir hedefe odaklanmasına zemin oluşturur. Bu odaklanmanın doğuracağı motivasyon, toplumları muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak hususunda onların sıçrama yapmalarına imkan hazırlar. Böyle bir sıçramayı yapacak planın, tarımdan, eğitime, yabancı yatırımlardan bilgi ekonomisine, dış ticaret ve dış politikadan su sorununa, sürdürülebilir kalkınmaya, güvenlik mimarisinden kent planlanmasına, AB üyeliğinden alternatif enerji kaynaklarına, kültürel yenilenme de dâhil olmak üzere birçok hususu içermesi gerekir.
Bir gelecek vizyonundan bahsedebilmek için vizyonun, bir siyasi grup ya da devletin bir erkinin benimsemesi ve belirlemesi yeterli değildir. Gerçek bir vizyonun kuşatıcı ve bütün kurumlarca ve toplum tarafından benimsenmesi gerekmektedir. Dahası iş dünyası, sivil toplum, silahlı kuvvetler de aynı şekilde belirlenen vizyon etrafında hedeflerini belirlemeli ve bu hedeflere doğru ilerlemelidir.
Türkiye kendisi için biçtiği 2023 gelecek vizyonunu şu şekilde ifade etmektedir: “Sahip olduğu doğal ve kültürel değerleri, kaynakları yok etmeksizin kullanarak gelişen, ortaya çıkan fırsatları nitelikli insan kaynağı ile en etkin şekilde kullanabilen, yaratıcı ve yenilikçi yaklaşımları değerlendiren kendi kaderini tayin eden, barışçıl, adil, laik, müreffeh Türkiye”.
Ana hatları ile ifade edilen 2023 hedefleri, ekonomik yönleri ağırlıkta olmak üzere sosyal, kültürel ve siyasi hedefler içermektedir. Ekonomik kalkınmanın daim olması için öngörülen hukuk ve yapısal reformlar, aynı anda aynı hedefe doğru planlanmaktadır. Türkiye’nin açıklanan hedefleri incelendiğinde dikkat çeken maddeleri sizin için seçtik:
- Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek.
- . Yıllık GSYH’yı 2 trilyon dolara çıkarmak.
- Kişi başına düşen milli geliri 20 bin doların üzerine çıkarmak.
- 500 milyar dolarlık ihracat yapmak.
- İhracatta ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payın yüzde 20’lere çıkarmak.
- İnşaat malzemeleri ihracatında 100 milyar dolarla dünyada ilk üç arasına girmek.
- 46 milyon turist ağırlamak ve 50 milyar dolar gelir elde etmek.
- AB’ye tam üyelik kabul edilirse 63 milyon turist ve 86 milyar dolar gelir elde etmek.
- Demokrasi ve hukuk ilkelerini tam işler hale getirmek.
- Büyüme oranlarını sürdürülebilir olarak ortalama yüzde 7’ler seviyesine yükseltmek.
- Cari açığı kapatarak cari fazla vermek.
- Avrupa Birliği’ne tam üye olmak.
- Ortadoğu’da lider ülke olmak.
- İstanbul’u dünyanın önemli finans şehirlerinden biri yapmak.
- Orman varlığını, ülke toplam alanının yüzde 30’una çıkarmak.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarını en az yüzde 30 seviyesine çıkarmak.
- 60 milyon kapasiteli bir, 30 milyon kapasiteli iki ve 15 milyon kapasiteli üç havalimanı yapmak.
- Türkiye’yi havacılık üssü yapmak.
- Olimpiyat, Dünya Futbol Şampiyonası ya da Avrupa Futbol Şampiyonası gibi bir büyük organizasyona ev sahipliği yapmak.
- EXPO fuarına ev sahipliği yapmak.
- Bölünmüş yolları 32 bin kilometreye çıkarmak.
- 24 yeni karayolu yapmak.
- Karayolu Akademisi kurmak.
- Türk Otomotiv Kurumu’nu kurmak.
- Liman ve deniz tesislerini ulusal ulaşım ve trans Avrupa ağlarına entegre etmek.
- Yeni liman projeleriyle transit ülke olmak.
- Katma değeri yüksek, ileri teknolojili gemiler inşa etmek.
- Marmara Denizi’nde kuzey-güney, doğu-batı ulaşımları için modern, fonksiyonel ve intermodal taşımacılığa uygun 2 veya 3 katlı araç yükleme boşaltma imkanları olan Ro-Ro terminalleri inşa etmek.
- Deniz ticaret filosunu modernize edip, dünyanın en büyük 10 limanından en az birini inşa etmek.
- 20. Gemi inşa sanayisinde yüzde 80 yerli katkı payını yakalamak.
- 22 Eylül’ü ‘’otomobilsiz’’ gün ilan etmek.
- 6 bin 792 kilometre yeni yüksek hızlı tren ağı inşa etmek.
- . 4 bin 707 kilometre konvansiyonel yeni hat inşa etmek.
- Demiryolu payını yolcuda yüzde 10, yükte yüzde 20 artırmak.
- Uçak- dolmuş- taksi işletmeleri kurmak.
- Türkiye’nin uluslararası uydu projelerinde yer alması için gerekli çalışmalar yapmak.
- Yerli imalat olarak en az 2 tip uluslararası bilinirliği olan tek- çift motor pervaneli ve çift motorlu hafif jet uçağı üretmek.
- 100 geniş gövde, 450 dar gövde ve 200 bölgesel uçak olacak şekilde 750 uçaklık bir yapıya ulaşmak.
- Kendi uydusunu uzaya yerleştirecek teknolojiye sahip olmak.
- Uluslararası bilişim şirketlerinin Ar- G merkezlerinin Türkiye’de kurulmasının sağlanması amacıyla “Bilişim Vadisi OSB” projesini gerçekleştirmek.
- Küresel bilişim teknolojileri pazarında söz sahibi en az bir ulusal şirkete, en az bir ulusal markaya, tasarım ve standardıyla bize ait en az bir ulusal ürüne sahip olmak.
- Türkiye’nin ilk savaş uçağını tamamlamak.
- Otomotiv sektörünün 5 milyon araç üretmesini ve 125 milyar dolarlık ihracat yapmasını sağlamak.
- Yaklaşık 10 milyar dolarlık yaş sebze ve meyve ihracatı yapmak.
- İçme, kullanma ve sanayi için 38.5 milyar metreküplük su kapasitesi yaratmak; su sıkıntısını ortadan kaldırmak.
- Tüm sulanabilir arazilerin sulanmasını sağlamak.
- Petrol ve doğalgaz aramalarını artırıp enerjide dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak.
- Ülke nüfusunun yaklaşık beşte birinin yaşadığı İstanbul, 2023’te 16 milyonu aşacak.
- Başkent Ankara’nın nüfusu 5.5 milyona, İzmir’in ki 4.5 milyona, Bursa’nın ki ise 3.4 milyona ulaşacak.
Sahip olduğu doğal ve kültürel değerleri, kaynakları yok etmeksizin kullanarak gelişen, ortaya çıkan fırsatları nitelikli insan kaynağı ile en etkin şekilde kullanabilen, yaratıcı ve yenilikçi yaklaşımları değerlendiren kendi kaderini tayin eden, barışçıl, adil, laik, müreffeh Türkiye.