Sağlıklı bir hayat yolunda birey olmak

saglik

Tabii acı çekeceksin, görmenin bedelidir bu. Tabi için korkuyla dolacak, yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir.

İnsan dünyaya adımını attığı anda çok korunmasızdır. Diğer canlılarla kıyaslandığında çok aciz bir durumdadır. Kendine yetebilmesi için yıllar gerekir. Oysaki pek çok canlı dünyaya ilk adımını atar atmaz yaşamak için ihtiyaç duyduğu becerileri hazır bulmuştur ve vakit kaybetmeden yaşam döngüsüne o da katılır. Bir ceylan yavrusu doğduktan 15 dakika sonra adım atmaya başlar. Oysa ki insan yavrusunun yürümesi için ortalama bir yıl gereklidir. Ancak insanı diğer canlılardan ayıran çok önemli bir yeteneği vardır: Sürekli öğrenme ve gelişme kapasitesi. İnsanoğlu sürekli öğrenirken yaşamda diğer insanlarla kendini kıyaslayarak tanımaya başlar. Öncelikle aile içerisinde başlar bu çaba. Daha sonra arkadaşlar, okul ve yaşam okulundaki diğer öğreticilerle devam eder.

Kişiyi diğerlerinden ayıran şeyler nelerdir acaba. Sadece fiziksel özellikleri midir kişiyi farklı kılan yoksa başka özellikler de var mıdır? Farklılıkların yanı sıra benzerlikleri nelerdir? Kendisi hakkında neler biliyor? Kendisiyle ilgili ne tür düşünceleri var? Kendine dönüp bakıyor mu acaba? Dış dünyada olanlara ilgi duyduğu kadar kendisinde yaşananlara da ilgi gösteriyor mu? Susanna Tamaro Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı eserinde insana dair şöyle bir tespitte bulunur: “Yapılacak ilk devrim; insanın kendi içinde yapacağıdır. İlk ve en önemli devrim budur. İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken bir düşünce uğruna savaşmak yapılabilecek en tehlikeli şeylerden biridir.”

Varoluşunun gereklerini istemli denetimiyle sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilen, ruhunun ve bedeninin ihtiyaçlarını karşılayabilen kişiyi birey olarak tanımlıyorum. Birey olmak; kendi bilinç ve eyleminin belirleyenlerini bilip buna müdahale etmekten geçiyor. Yaşama dair düşüncelerimizi ve eylemlerimizi oluşturan ise bizi biz yapan değerler ile inançlar sistemi. Yaşama ve kendimize dair değer ve inanç sistemleri. Yaşamımızın ve varoluşumuzun sorumluluklarını bilebildiğimiz, kavrayabildiğimiz, fark edebildiğimiz ve bu sorumlulukların gereklerini yerine getirebildiğimiz ölçüde insan yığınlarından ayrılıyoruz.

Birey olmanın en can alıcı noktaları konumlandırmanın ne şekilde yapıldığıdır.

Birey Olmanın Bileşenleri

Birey olma sürecinde pek çok kavram karşımıza çıkıyor. Aşağıda her biri uzun uzun değerlendirilebilecek kavramları bulacaksınız ki bu yazıda onların üzerinde duramayacağız:

  • Kendini tanımak
  • Evreni tanımak ve bu sistemde kendini konumlayabilmek.
  • Ruhsal ihtiyaçlar
  • Hayatın ve dünyanın gerçeklerini bilmek.
  • Bireysel sınırları belirlemek, korumak, geliştirmek.
  • Kendi yaşamının sorumluluklarını yerine getirebilmek
  • Birey olmanın farkındalıklarını yakalamak ve yaşamak.
  • Alt kimlikleri özümsemek.
  • Özgürlüğünü elde etmek ve korumak
  • Yaratıcılık.
  • Sosyalleşebilmek.
  • Varoluşunun gereklerini yaşayabilmek.
  • Kendini kabullenmek.
  • İnsana saygı duyarak onu kabullenebilmek.
  • Kendine ve kendi potansiyeline güven duyabilmek.
  • Kendine yetebilmek.
  • Kendini kurtarmak.
  • Kendi olmak.
  • Özdenetim becerisine sahip olabilmek.
  • Aşka açık olmak.
  • Çok kimlikli yaşama alışabilmek ve gereklerini yerine getirebilmek.
  • Değerleri ile uyumlu yaşayabilmek.
  • Eleştiri alıp verebilmek…

Birey olmaya giden yol

Birey olmanın en can alıcı noktaları konumlandırmanın ne şekilde yapıldığıdır. Birey olmaya giden o uzun ve sancılı süreçte –yaşama güçlü bir bireysellikle başlamada- her şey kendini konumlandırmanın ne şekilde yapıldığı ile başlıyor. Bu süreç elbette ki kolay bir süreç değil kısa da değil. Emek gerektiren, sabır gerektiren, disiplin gerektiren ve her şeyden öte cesaret gerektiren bir süreç. Yaşamda her şeyin bir bedeli olduğu gibi bu sürecin bedelleri var. Hayat tercihlerle, seçimlerle örülü… Hepimiz yaşamımızda seçimler yapıyoruz ve bunların karşılığını şu ya da bu şekilde görüyoruz. Birey olabilme süreci, bedel ödemeyi göze alarak sürecin risklerini göğüsleyerek yoluna devam edecek ne istediğini bilenleri gerektiriyor. Aksi takdirde bu yolda yürümek her an geri dönmeye neden olabilir. Bu cümleleri okuduktan sonra gözünüz korkmasın. Bu yol mayınlarla, tehlikelerle dolu bir yol değil elbette. Birey olmaya giden yolun kazanımları içinde en anlamlılarından birisi bireye yaşattığı o muhteşem farkındalık hazzı, beraberinde getirdiği güven ve de iç huzur.

Birey olmak; bencillik ve hedonizm vb kavramlarla kıyaslanma ve karıştırılma talihsizliğine uğruyor kimi zaman. Sosyalleşmenin karşıtı gibi algılanması ne yazık ki birey olabilmenin gereklerinden olan “sosyalleşme” nin görülmemesidir.Kendini toplumdan soyutlayarak, kişisel çıkarlarını en merkeze almak, bu doğrultuda ait olunan topluma, gruplara dahil olma, sadece çevresinden benmerkezci bir şekilde sürekli bir şeyler alma ve fakat bunun karşılığında bir şeyler vermeyerek birey olunamaz. Aslında birey olabilen kişi toplumun bir öznesi olabilen ve bunu yaparken de grup psikolojisine, kitle psikolojisine esir olmadan tek ba¬şına da varoluşunu yaşayabilen kişidir.

Yazımızı Erich Fromm’un 1941 yılında yazdığı Özgürlükten Kaçış adlı eserinde belirttiği muhteşem tespitle bitirelim:

Birey kendi olmaktan çıkar; kültürel kalıpların kendisine sunduğu kişiliği tümüyle benimser; böylece tıpkı diğerleri gibi olur. “Ben” ile dünya arasındaki tutarsızlık ve onunla birlikte de, bilinçli yalnızlık ve güçsüzlük duygusu ortadan kalkar. Bu mekanizma bazı hayvanların kendilerini korumak üzere renk değiştirmesiyle kıyaslanabilir. Onlar da kendi çevrelerine o kadar benzerler ki, çevrelerinden nerdeyse ayırt edilemezler. Kendi bireysel benliğinden vazgeçen ve robot haline gelen kişi, çevresindeki milyonlarca robotla aynı olur, ve artık kendini yalnız hissetmez, kaygı duymaz. Ama ödediği bedel yüksektir; kendi benliğini yitirmiştir.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir