Bir toplum metafizikçisi olarak: İbn Haldun - Sayı 12

Bir Toplum Metafizikçisi Olarak İbn Haldun

1_kirmizi_beyaz_12_2012_yaz

Bir Toplum Metafizikçisi Olarak İbn Haldun

Dr. Ömer BolatAlbayrak Grubu Genel KoordinatörüTarihte öncelikle içinde yetiştikleri topluma daha sonra ise bütün bir insanlığa fikir-leriyle yön vermiş, geliştirdikleri düşünce sistemleriyle bir medeniyetin yeşermesine katkıda bulunmuş dehalar her zaman olagelmiştir. Hiç şüphe yok ki bir ‘dâhi’nin en önemli karakteristiği, geçmişi belirli ölçütler çerçevesinde değerlendirerek bugün ve ge-lecek hakkında yol gösterici kaidelere ulaşarak çağını aşabilmesidir. Doğu toplumlarında ‘Mukaddime’, Batı’da ise ‘Prolégoménes’ adıyla meşhur olmuş büyük eserin sahibi İbn Haldun da İslâm medeniyetinin yetiştirdiği en büyük dehalardan biridir.

İslâm toplumunun siyasi bakımdan dağılma sürecine girdiği bir dönemde, on dördüncü yüzyılın başlarında dünyaya gelen İbn Haldun, pek çok kez tarihte ilk sosyolog ve bugün anladığımız manada Batı’daki akademik dünya görüşünün bir ürünü olarak algılanan Sosyoloji biliminin gerçek kurucusu olarak tanımlansa da aslında sadece sosyoloji değil, daha pek çok disiplinle beraber anılmaktadır. Toplumsal olaylara getirdiği farklı yakla-şımlarla medeniyet atlasımızda özgün bir yere sahip olmuş ve bu yönüyle sayısız araştır-maya konu edilmiştir. Günümüzde dünyanın çeşitli yerlerinde adına verilen konferans ve toplantılarla bilim adamlarının bir araya gelmesine vesile olan İbn Haldun, tarih, sosyoloji, iktisat, din ve daha pek çok alanda özgün yorumları ve tespitleriyle bize hâlâ yol göstermeye devam etmektedir.

Asabiyet ve umran gibi daha pek çok önemli kavramı düşünce dünyamıza kazandırmış bulunan İbn Haldun’a göre tarih, ‘suyun suya benzemesinden daha çok geçmiş bugüne benzer’ ilkesine göre incelenebilir. Başka bir anlatımla tarih içerisinde geçmişten günü-müze kadar gelen değişik hadiselerin oluş süreci incelendiğinde olayların hep belli ne-denlere göre gerçekleştiği görülecektir. Geçmişi ve bugünü hatta yarını anlamaya herhal-de her zamankiden çok bugün ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu bakımdan İbn Haldun’un yaklaşımları üzerine dikkatimizi teksif etmek yapmamız gereken işlerinden başında ge-liyor şüphesiz. Bu çerçevede İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tahsin Görgün ile İbn Haldun’un düşünce sistemiyle günümüz-de nasıl ilişki kurabileceğimiz hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ele aldığımız bir diğer konu da toplum hayatımızın önemli dinamiklerinden biri ola-rak kahvehanelerimiz ya da kıraathanelerimizdir. Kahvehaneler olarak ortaya çıktıktan sonra zamanla toplumsal gereksinimlerin karşılandığı yerler haline dönüşerek sohbet, eğlenme, dinlenme, haberleşme ve bilgilenme mekânı olarak birçok işleve aracılık etmiş, özellikle son yüzyılda entelektüel kesimin buluşma yerleri olarak kültür hayatımıza yön vermişlerdir. Bugün işsizlik sorunuyla birlikte anılan bu mekânlara bu kez farklı bir açı-dan bakmayı öneriyoruz.

Geleceğimizin teminatı olan milyonlarca öğrenci Haziran’da bir eğitim dönemini daha tamamladı. Yazın fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirip, önümüzdeki dönemde daha ba-şarılı olmalarını temenni ediyoruz. Ayrıca yaklaşan Ramazan ayını idrak edecek olmanın sevincini hepinizle paylaşırken, Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyoruz.

Dr. Ömer Bolat

Albayrak Grubu Genel Koordinatörü

 

Okumak için tıklayın.