Paylaşım ekonomisi yükseliyor

ekonomi2

Geçtiğimiz yüzyıl, ihtiyacından fazlasını satın almayan toplumların, arzulu tüketicilere doğru evrildiğine tanık-lık etti. Şu anda tüketim dünyasına doğduğumuz için aksini hayal edemesek de aslında tüketicilik insanlığın özünde doğal olarak bulunan bir davranış biçimi değil-dir. Sanayi Devrimi sonrasında bu davranış biçimini insanlara kabul ettirmek için şirketler oldukça çaba sarf etmişlerdir. Neyin özümüzde olduğunu ise Action Aga-nist Hunger Derneği, yaptığı bir “paylaşım deneyi”nde çok güzel ortaya koyuyor. İspanya’da 20 çocukla gerçekleştirdikleri deneyde, odalarda 2’şer çocuğu yalnız bırakıyorlar ve her birinin önüne kapalı yiyecekler koyup, beklerken yiyebileceklerini söylüyorlar. Ancak çocuklar-dan sadece birine yemek bırakılıyor. Sonuçta yalnız bırakılan çocuklardan, yemeği olanlar olmayanlarla yeme-ğini paylaşıyor. Bu deney aslında, tüketim devrimi ile unutulmaya başlanan çok eski bir davranış biçimimizi bize hatırlatıyor.

Tüketime dayalı yaşam tarzının verimsiz ve zararlı olduğuna dair her geçen gün yeni bir bilgi elde ediyoruz. Sonrasını düşünmeden kullanıp attıklarımız dev çöp yığınları oluşturuyor, diğer canlıların yaşamını yok ediyor, doğal kaynaklar hızla yok oluyor ve dünyanın ısısı giderek artıyor. Aynı zamanda bunları sonucunda çeşit-li sağlık problemleri yaşıyoruz. Yaşam tarzımız nede-niyle yalnızlaşıyoruz. Üretim bolluğu olmasına rağmen dünyanın büyük kısmı bu kaynaklara ulaşamayıp hala kıtlık yaşıyor. Bütün bunlar tüketime dayalı sistemin çalışmadığını gösteriyor.

Yeni iletişim teknolojileri paylaşımı tekrar gündeme getiriyor. İnternet günlük hayatımıza yayıldıktan sonra, beklenmedik bir dönüşüm gerçekleşti. İnsanlar her tür bilgiyi, doğrudan karşılık beklemeden bedava olarak paylaşmaya başladı. Üstelik giderek daha fazla zamanlarını bu karşılıksız paylaşıma ayırıyorlar. Sırf paylaşa-bilmek için videolar, bloglar, fotoğraflar hazırlıyorlar. Daha da ötesi gönüllü olarak Wikipedia gibi projelere katkıda bulunuyorlar. Yeni kuşaklar için üretkenlik, gönüllülük ve paylaşımcılık bir tür yaşam biçimi ve sosyal-leşme aracı haline geldi.

Paylaşım ekonomisi doğuyor

Enformasyonla başlayan bu paylaşım süreci, sahip olunan diğer mallara doğru ilerlemeye başladı. Örne-ğin artık sevilen bir müzik grubunun CD’sine sahip olmaktan ziyade müziğin kendisine erişebilmek daha fazla önem taşıyor. Bu bilinç değişimi, başta tüketimin kalesi ABD’de olmak üzere tüm dünyada yeni bir hare-ketin doğuşunu tetikledi: Paylaşım Ekonomisi. Bu yeni ekonomi, gücünü sosyal ağlardan ve internetten alıyor. Rachel Botsman, Roo Rogers’la beraber yazdığı What’s Mine is Yours (Benim Olan Senindir) isimli kitapta, yeni sosyal ağları “ortak kullanım ağları”(collaborative consumption networks) olarak adlandırdı. Ortak kul-lanım ağları, internet üzerinden mal ve hizmetlerin kiralanması ve takas edilmesine olanak tanıyan web sitelerdir. İnsanlar bu ağlarda enformasyonun ötesine geçerek eşyalarını paylaşmaya başlamışlardır. Üç çeşit ortak kullanım ağı bulunuyor:

  • Ürün Servis Sistemleri: Bir şirket veya kişi tarafından sahip olunan malların kiralandığı sistemlerdir. Araba, giysi, oyuncak, film, kitap gibi kişiden kişiye her tür kiralama siteleri bu alana giriyor.
  •  Yeniden Dağıtım Pazarları: Kişiden kişiden malların ücretli veya ücretsiz olarak verildiği sistemlerdir. İkinci el pazarları ve takas siteleri bu alana dahildir.
  • Ortaklaşa Yaşam Tarzları: Hizmet ve alan kiralanması veya takas edilmesi ile alternatif para birimlerini, borç sistemlerini içeriyor

Ekonomide insanın kişisel çıkar peşinde koşan, maksimum kar hedefinde hareket eden bencil varlıklar olduğu varsayılır.

Ortak kullanım ağlarının ortaya çıkış ve kullanım amaç-ları birbirinden farklı olabilir. Ücretli ve ücretsiz servis-ler bakış açısı olarak birbirinden farklılaşıyor. Genel ola-rak hepsi daha sürdürülebilir bir dünya, daha az israf, daha fazla sosyal ilişki vurgusunu yapsa da kiralama sitelerinde kar amacı daha ön plana çıkıyor. Ücretsiz olup takas ve pay-laşım fikrinin ön plana çıktığı siteler daha idealist konumlandırılmış olup, armağan kültüründen besleniyor.

Kişiden kişiye pazarlama

Time dergisinin dünyayı değiştirecek 10 fi-kirden biri olarak gösterdiği paylaşım ekonomisi, aslın-da birdenbire oluşmuş bir akım değil. Ortak kullanım ağları farklı yıllarda birbirinden bağımsız açılmış çeşitli web sitelerinden oluşmaktadır. Zaman içinde sayı ve çeşitlerinin çoğalmasıyla medyanın dikkatini çekmeye başladı. İnternetten ikinci el eşya satışı internetin yayıl-dığı günden beri zaten varlığını sürdürüyor.

Freecycle Network 2003 yılında kurulmuş bir takas ağı-dır ve 6 milyon kullanıcıya sahiptir. Sadece 2012 yılında yaklaşık 10 milyon kişinin kullandığı Couchsurfing ise 2004 yılında kurulmuş bir kişiden kişiye seyahat ağıdır. Ancak son 3-4 yılda, bu tür sosyal ağların sayısı giderek artmıştır ve yeni kurulanların en önemli özelliği insan-lar arasındaki etkileşime daha fazla yer vermeleridir.

Bunlardan biri olan TaskRabbit kişiden kişiye hizmet kiralama sitesidir. Bir işinin yapılmasını isteyenler ile o işi yapabilecek olanları buluşturmaktadır. Köpek gezdir-me, IKEA montajı, temizlik, ofis ve etkinlik yardımı gibi değişen sorunları belli bir ücret karşılığında çözebilecek kişileri bulabiliyorsunuz. İnsanlar hem vakit bulamadığı işlerinin halledilmesini sağlıyor, hem de yardımcı olanlar para kazanıyor. Günde 2-3 iş yapan bir TaskRabbit ortalama 45 dolar kazanıyor ve yapılmayı bekleyen 100 bin iş var.

Paylaşım ekonomisinin bir diğer yıldızı 2011’de 112 mil-yon dolar yatırım alan kişiden kişiye ev kiralama sitesi Airbnb’dir. 192 ülkeden yaklaşık 40 bin şehirde insanlar ev veya odalarını birbirilerine Airbnb aracılığıyla kiralıyorlar. Ev paylaşımı giderek yükselen bir trend olup farklı çeşitlere de sahiptir. Örneğin HomeExchange, Ca-meron Diaz ve Kate Winslet’ın oynadığı Holiday filmine de konu olmuş bir ev değiş tokuş sitesidir. İnsanlar para ödemeden karşılıklı olarak evlerini bir süreliğine değiş-tirmeye karar veriyorlar ve dünyanın herhangi bir yerin-de bunu gerçekleştirebiliyorlar.

Paylaşım ekonomisi yükselirken, insanların büyük ve pahalı eşyalarını vermeyecekleri düşünülüyordu. Ancak tam da bunu çürüten bir şekilde, araba paylaşım sektö-rü en hızlı büyüyenlerden biri oldu. Küresel ısınmaya neden olan karbon emisyonlarının salınımını azaltabilecek bir çözüm olarak görülen araba paylaşımı birkaç şekilde olmaktadır: bir şirketin sahip olduğu arabaları ortak kullandırtması, kişilerin birbirinin arabalarını kullanması, gidilecek yere ortak arabayla gidilmesi. Araba paylaşımının en büyük markası, dünya çapında 9000 aracı ve 700 bin kullanıcısı bulunan, kullanıcılarına Zipster denilen Zipcar’dır. Özellikle Kuzey Amerika’da büyüyen bu sektörde 2012’de, bir önceki yıla göre kul-lanıcı sayısı yüzde 44’lük bir artış göstermiş ve ABD’de 800 bin kişinin araba paylaşımı sistemlerini kullandığı ifade ediliyor. Volkswagen ve BMW gibi büyük markalar da araba paylaşımı için alt markalarını(QuiCar ve Drive-Now) yaratmaya başladılar.

Alternatif para birimleri, özellikle yerel ekonomileri canlandırmak için internetten önce de var olmaktaydı ama internet para anlayışına da yeni bir boyut katmıştır. Community Exchange System gibi krediyle alışveriş ya-pılan sistemler, Local Exchange Trading System(LETs) gibi kredi sistemleri veya Zaman Bankaları gibi para ye-rine saat birimi kullanan sistemler bulunmaktadır. Gele-neksel paraya alternatif yaratmaya çalışan bu sistemler, özellikle ekonomik krizin vurduğu İspanya, Yunanistan gibi ülkelerde son yıllarda popüler olmuştur. Zopa, onli-ne kişiden kişiye borç verme sitesidir ve burada insanlar bankalardan daha düşük faizle birbirine borç alıp ver-mektedir. Bahçesi olanla olmayanları buluşturan bahçe paylaşımı siteleri vardır. Ortaya çıkan ürün iki taraf ara-sında paylaşılmaktadır. Mahalle bazlı çalışan komşuluk ağları, boş park yerlerini kiralama, sosyal yemek yeme, ortak çalışma alanı kullanımı, ortak taksi kullanımı gibi çok çeşitli ortak kullanım örnekleri de bulunmaktadır.

Ortak kullanımın yarattığı fark

Eşyaların satılması, kiralanması veya takas edilmesi internetten önce de olmaktaydı ama daha ye-rel ölçekte gerçekleşiyordu. İnter-net, paylaşımı küreselleştirdi, böylece daha fazla insana ulaşarak çeşitliliğin de artmasını sağladı. Ortak kullanımın, geleneksel tüketiciliğe göre en büyük farkı satın alma yerine erişim ve kullanımı ön plana çıkarmasıdır. Artık birşeye sahip olmak değil onu kullanmak önemli olmaktadır. Bunun yanı sıra, paylaşımın en önemli farkı insanlar arasında bağ kurulmasına olanak tanımasıdır. Geleneksel tüke-timde, satın alırken aracılarla temas halinde oluruz ve alışveriş genelde bireysel bir eylemdir, kendi başına yeni ilişkiler yaratmayı sağlamaz. Oysa paylaşım doğası ge-reği sosyaldir. Paylaşmak için en az iki kişinin iletişim kurması ve bunu sürdürmesi gerekmektedir. Bu sebeple ortak kullanım ağlarının getirdiği en büyük fark, tüke-timde yüceltilmiş bireyselliğin aksine, sosyalleşme, top-luluk olma ve etkileşimdir.

Mal ve hizmetlerin ortak kullanımı, özellikle büyük kentlerdeki yaşamı dönüştürmede oldukça işe yara-yabilir. Araba paylaşımı gibi türleri, trafiği ve kirliliği azaltmaya yarayabileceği gibi, diğer mal ve hizmetlerin paylaşımı yalnızlaşmış şehir insanının sosyalleşmesini ve sorunlarına çözüm bulmasını sağlayabilir. Giderek yok olan mahalle ve komşuluk kültürünü tekrar uyan-dırılabilir.

Ortak kullanımda eşyaların birikmesi değil dolaşması gerekir. Bu sebeple israfı azaltıcı bir potansiyeli vardır. Paylaşımın ilk yayıldığı internet ortamında bilgiyi ken-dine saklayan bir kişinin etkileşime girememesi, dışarı-da kalması gibi ortak kullanım ağlarında da almak için vermek gerekmektedir. Bu yüzden kişiyi baştan açık ol-maya ve paylaşmaya teşvik eder.

Paylaşım ekonomisinin yayılması için

Tüketim kültürü çok baskın bir kültür ve hergün sürekli tüketme yönünde mesajlar almaktayız. Böyle bir ortam-da alternatif bir davranış biçiminin öne çıkması için çe-şitli koşulların oluşması gerekmektedir. Yerel ölçekten çıkan paylaşım artık yabancı insanlar arasında gerçek-leştiği için ortak kullanımın dayandığı prensiplerin en önemlisi güvendir. Carbonview Research’ün ABD’de 2012’de yaptığı anket çalışmasına göre, tüketicilerin %67’sine göre paylaşımda bulunmalarının önündeki bariyer güven olmaktadır. Bir ortak kullanım ağında paylaşım gerçekleştirmek için en başta asgari de olsa bir güven duymak gerekiyor. Güvenin geliştirilmesi için çeşitli sistemler kullanılıyor. Ortak kullanım ağlarında hiyerarşik bir denetim mekanizması fazla kullanılmı-yor. Tam tersine oy ve yorum sistemleri ile topluluğun kendini denetleyip, kendi içinde güven oluşturması he-defleniyor. Çoğu zaman da bu yöntem başarılı oluyor çünkü olumsuz bir davranış, hemen herkes tarafından görülmekte ve o kişi sistemden dışlanıyor.

İnsanlar yeni bir davranışı uygulamak için önce çevrelerinde başkalarının onu uygulayıp uygulamadığına bakarlar. Bu sosyal taklit davranışı, bir yeniliğin benim-senmesi için “kritik kitle” adı verilen belli sayıda insan topluluğunun onu yapması gerektiğini öngörmektedir. Paylaşımın yayılması için de önce kritik kitlenin oluşma-sı gerekiyor. Paylaşımın yayılması için insanların payla-şabileceği kullanılmayan eşya potansiyelinin olması ve insanların eyleme geçmesi için paylaşıma inanmaları ge-rekmektedir. Ekonomik ve ekolojik kriz, ortak kullanım ağlarını popüler yapan önemli etkenlerdir. İnsanların bu sosyal ağları kullanmalarındaki en önemli motivasyon-lardır; tasarruf etmek, para kazanmak ve daha çevreci bir yaşam için katkıda bulunmak.

 Türkiye’de paylaşım ekonomisi örnekleri

Küresel ekonomide gerçekleşen herhangi bir değişimin Türkiye’ye yansımaması söz konusu olamaz. Küresel trendler, ağırlıklı olarak Batı ülkelerinden yükselse de tüm dünyaya etki etmektedir. Gülay Özkan paylaşım ekonomisinin Türkiye ve Orta Doğu’daki etkilerini tartıştığı makalesinde, bu bölgede daha geleneksel ki-ralama sistemlerinin hala hakim olduğunu ve sadece ekolojik kaygıların insanları paylaşıma itmeyeceğini belirtiyor. İnsanların tüketim yerine paylaşımı tercih etmesi için buna olanak tanıyan araçların da gelişme-si gerekmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de bir paylaşım ekonomisi gelişecekse, bu yöndeki girişimlerin artma-sı gerekiyor. Son birkaç yılda bu yönde farklı girişimler başlamış durumdadır.

Araba paylaşımı trendi Türkiye’ye de sıçradı. Zipcar ben-zeri Mobilizm, AtlaGit, Yoyo şirketleri kullandığın kadar öde prensibinde araba kiralama imkanı tanıyor. Ucuza Gidelim ve Ortak Araba ise aynı yöne giden insanların ortak bir araba kullanıp tasarruf etmesini sağlıyor. Ara-ba gibi yurtdışında oldukça yaygın olan bir diğer payla-şım şekli ise bisiklet paylaşımıdır. Daha sürdürülebilir bir kent yaşamını desteklemek için kurulan Baksi bisik-let paylaşımının Türkiye’deki örneğidir. Online dizi ve film izleme hizmeti sağlayan Netflix’in benzeri olarak Türkiye’de Mubi açıldı. Aloynaver sitesi, oyuncakların kiralanmasını sağlıyor. Yeniyeti sitesinden ödeme yapa-rak beceri öğrenmek ve öğretmek mümkün.

Ticari kar elde etmenin ötesinde parasız ve güvene dayalı bir topluluk oluşturma idealiyle yola çıkan farklı bir giri-şim Zumbara ise Türkiye’nin ilk zaman bankası olmak tadır. Üye sayısı yurt çapında 13 bine yaklaşan, Ayşegül Güzel’in 2010 yılında kurduğu Zumbara’da kullanıcılar vermek ve almak istedikleri hizmetleri Zumbara’nın web sitesinden listeliyorlar. Değiş tokuş konusunda anlaşanlar görüşüp paylaşımı gerçekleştiriyorlar. Sonunda hizmeti alan kişi para yerine site üzerinden saat öde-mesi yapıyor. Kullanıcılarını kaynaştırmak için düzenli etkinlikler yapıldığı için sıkı bir topluluk olma yolunda ilerliyor.

Start Up Live Istanbul’da ikinci seçilen Ömer Arı’nın kurduğu sosyal sorumluluk projesi VERRR, kullanılma-yan eşyaların, onları kullanılabilecek kişilerle buluşmasını sağlıyor. Kullanılmayan eşyaların takas edilmesini sağlayan bir diğer site olevole.com. Nisan sonunda açıla-cak yeni bir girişim ise online paylaşım ekonomisi dergisi Shareable’dan medya desteği kazanan Eşya Kütüpha-nesi girişimidir. Eşya Kütüphanesi, insanların eşyalarını birbirine ödünç vermesi için geliştirilmiş, böylece tüke-timi azaltmayı, doğal kaynakları korumayı ve insanlar arasında yardımlaşmayı arttırmayı hedefliyor.

İnternet üzerinden olmayıp, internetten sadece tanıtı-mını yapan takas etkinlikleri gerçekleşmektedir. Bunlar-dan biri olan Değiş Tokuş Sergi’de sanat eserleri parayla satılmıyor, para dışında teklifler yapılarak veriliyor. 6 Nisan’da 1. yaşını kutlayan Giysi Takası ise, adı üstünde giysilerin takas edilmesini sağlayan etkinlikler düzenli-yor ve Shareable’dan destek olarak hibe kazandı. Urban Station da ortak çalışma ortamı (co-working) sağlamak için kurulmuştur ve bu amaçla İstanbul’da hizmet vermektedir.

Uluslararası ortak kullanım ağlarının bazıları Türkiye’den de kullanılabiliniyor ve çok sayıda kullan-cısı bulunmaktadır. Örneğin Freecycle Network’ün Türkiye’de aktif 8 grubu var ve sadece İstanbul grubu 5000’e yakın üyeye sahip. HomeExhange, Türkiye’de Ev DeğişTokuşu adıyla hizmet vermektedir. Couchsurfing, Türkiye’den de kullanılabilmekte ve çok sayıda grubu bulunmaktadır. Kültürel diyaloğu arttırma amacıyla yola çıkmış daha ciddi koşullarda çalışan Servas ise, gönüllü misafir olma/etmeye dayalı bir sivil toplum örgütü olarak çalışmakta olup Türkiye şubesi de bulunmakta-dır. 192 ülkeden kullanılabilen Airbnb’nin Türkiye’den de kullanmak mümkündür.

Ekonomide insanın kişisel çıkar peşinde koşan, maksimum kar hedefinde hareket eden bencil varlıklar olduğu varsayılır. Ancak bu beklenti, paylaşım ekonomisinin kullanımda tersine dönmüştür. Tam tersi insanlar birbirine güven duymuş ve adil davranmışlardır. Dolayısıyla 21. Yüzyıl, tüketim yerine küresel bir paylaşım kültürü-nün yayılmaya başladığı, artık daha etken olan tüketicinin şirketleri bu yönde dönüşmeye zorlayacağı bir çağ olma potansiyeli taşımaktadır.

Paylaşım ekonomisi yükselirken, insanların büyük ve pahalı eşyalarını vermeyecekleri düşünülüyordu.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir