Ahmet Yüksel Özemre Türkiye’nin ilk atom mühendisi

potre

Bu sayımızda, başarı portrelerinde bir farklılıp yapıp yeni bir başarıya değil de aramızdan ayrılmış bir büyük insana yer vermek istedik. Ahmet Yüksel Özemre’ye. Kendisi hem pozitif bilimi hem de manevi ilimleri kendisinde birleştirilmiş bir büyük insan.

Ülkemizin yetiştirdiği çok ender bilim ve irfan adamlarından biriydi. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi fi zik bölümünü bitirdiğinde, yaşı küçük diye diploma alamamıştı. Bir süre beklemesi gerekiyordu. O da Fransa’ya gitti. Fransa Nükleer Bilimler ve Teknoloji Millî Enstitüsü (Institut National des Sciences et Techniques Nucléaires) Atom Mühendisliği (Génie Atomique)’nde mastır yaparak “Türkiye’nin ilk atom mühendisi” unvanıyla ülkeye döndü. Bu zaman zarfında Paris’teki ilim ve kültür ortamını çok iyi değerlendirdi, entelektüel sermaye ile donattı kendisini.

Türkiye’ye döndüğünde lisans diplomasını alacak yaşa gelmişti. Kısa sürede profesör oldu ve çok genç yaşta Fen Fakültesi dekanı oldu. Çernobil kazasının yaşandığı yıllarda TAEK başkanlığı gibi çok kritik bir makamda oturuyordu.

Bilimsel donanımı ve aksiyoner kişiliği dolayısıyla çok çeşitli görevlerde bulundu: İşte bunlardan bazıları: TÜBİTAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Merkezi Kurucu ve Yönetici Kurul Üyesi (1972 – 1974) NATO Bilim Komitesinde Türkiye Temsilci Üyesi (1972 – 1974), İ.Ü. Fen Fakültesi Teorik Fizik Kürsüsünde Kürsü Profesörü (2 Eylûl 1973 – 4 Kasım 1981), İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi (1975 – 1977), TÜBİTAK Bilim Adamı Yetiştirme Grubu Yürütme Komitesi Üyesi (1980 – 1982/İstifâ), TÜBİTAK Danışma Kurulu Üyesi (1981 – 1983), İ.Ü. Fen Fakültesi Nâzım Terzioğlu Matematik Araştırma Merkezi Müdürü (1981 – 1984), Atom Enerjisi Komisyonu Üyesi (1982 – 1984), BORUSAN Boru Sanayii T.A.Ş. Genel Müdürü, OECD Nükleer Enerji Ajansı (OECD-NEA) Yönetim Kurulunda Türkiye Temsilcisi (21 Ocak 1985 – 6 Nisan 1987), Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) nezdinde Türkiye temsilcisi (21 Ocak 1985 – 6 Nisan 1987), CERN (Centre Européen de Recherches Nucléaires) Konseyi nezdinde Türkiye Müşâhid Temsilcisi (1985 – 1987), TÜBİTAK’da Danışman (11 Mayıs-14 Ekim 1987), Ankara Çimento Sanayii T.A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi (1987 – 1990)

Çok sayıda bilim adamı yetiştirdi. Kendi tabiriyle onun talebeleri “kendisini fersah fersah geçip” bilim dünyasında yıldız gibi parladılar. Yetiştirdiği talebelerle hep iftihar etti. Hayatının en verimli çağında, çok genç yaşta emekli oldu. Ama ilim adamlığından hiçbir zaman emekli olmadı. Ömrünün sonuna kadar yazmaya ve üretmeye devam etti. Elliden fazla kitap yazdı. Bunlardan 19 tanesi teorik fi zik konusunda yazılmış kapsamlı eserlerdir.

Kıymeti yeterince anlaşılmayan bir değerdi. Ülkenin kalkınması için çok gayret etti. Türkiye’nin nükleer enerjiye geçmesi için çok çalıştı, dünya çapında kadrolar yetiştirdi. Ama bu hayalini gerçekleştiremeden bu dünyadan göçtü.

Aynı zamanda çok önemli, bir kültür adamıydı Ahmet Yüksel Özemre. Dahası, nesli tükenmiş bir “İstanbul beyefendisi” idi. Yaşadıklarıyla ve yazdıklarıyla hep örnek oldu.

Kısacık bir ömre çok şeyler sığdırdı. 73 yaşında vefat etti. Ama ardında çok büyük bir boşluk bıraktı. Adeta bir heyelan yaşandı bu topraklarda. Zira “Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür”. Yine onun tabiriyle söylersek, Cenab-ı Peygamberin bir hadisine göre, “Rütbelerin en yücesi ilim rütbesidir.” Bu rütbeyi şerefl e temsil etti. İlmin izzetine asla toz kondurtmadı. Kendisini saygı ve muhabbetle anıyoruz.

Benzer konular

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir