Tenis, burjuva sporu olarak bilinir çoğunlukla. Oysa son dönemlerde geleneksel sınıfsal kökenlerinden ayrılıp, daha geniş kitlelerin ilgisini üzerine çekmekte. Kort, kıyafet ve hareketleriyle dışardan çok zarif bir spormuş gibi görünse de öyle olmakla beraber- aynı zamanda; konsantrasyon, irade, hız ve dayanıklılık da isteyen bir spor.
Tenisin Tarihi Eski Mısır, Pers ve Yunanlıların hatta Meksika’daki Toltec yerlilerinin bundan binlerce yıl önce tenise benzer oyunlar oynadığından söz edilse de tenisin atası diyebileceğimiz oyunun tarihi 12. yy.’a dayanır. O tarihlerde İngiliz ve Fransız asilzadelerinin; evlerinin bahçesindeki dört tarafı duvarla çevrili, üzeri fileyle örtülü beton zeminlerde bu oyunu oynadığı bilinir. İlk zamanlarda çıplak elle oynanan bir oyunken, sert topların elleri çok acıttığı gerekçesiyle daha sonraları eldivenler girmiş devreye. Eldivenler de yeterli gelmeyince raketler kullanılmaya başlanmış.
Bir İngiliz subayı olan Binbaşı Walter Clopton Wingfield, 1873 yılında çim tenisini icad eden kişi olarak kayıtlara geçmiştir. Wingfield, oyunun patentini alıp, İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelere, oyun için gerekli olan tenis fileleri ve toplarını satmaya başlamıştır. Wingfield’ın uyguladığı pazarlama yöntemlerinin de yardımıyla çim tenisinin popülaritesi giderek artmıştır.
1874’te Amerika’ya ulaşan tenis, 1880’lere doğru Avustralya’ya kadar yayılmıştır. 1896’dan itibarense olimpiyat oyunlarından biridir artık.
İlk tenis turnuvası 1877 yılında Wimbledon’da düzenlenmiştir. Ancak turnuva komitesi uygulanmakta olan kuralları yeterli bulmayınca, devrin kriket klübünün üç üyesi: Messrs Julian Marshall, Henry Jones ve C.G. Hethcote’a kuralları belirleme ve düzenleme görevini vermiştir ki; bu üç kişinin belirlediği kurallar hâla temel olarak kullanımdadır. Tenis tarihinde ilk uluslararası maç, 1883 Temmuz’unda Amerikalı Clark kardeşler ile İngiliz ikizler Renshawlar arasında olmuştur. Bayanlar arasında ilk yarışmaysa 1884’te yapılmıştır.
Türkiye’de Tenis Tenis Türkiye’ye İngiliz diplomatlar tarafından getirilmiştir. 1905’te İzmir Bornova ve Karşıyaka’da İngilizler arasında tenis oynandığı biliniyor. Türklerin ilk tenis oynadığı tarih olaraksa 1915’i zikredebiliyoruz. O yıllarda ilk olarak Türkiye’deki Amerikan kolejlerinde tenis oynanmaya başlanmış.
İlk tenis federasyonu ise cumhuriyetle aynı yıl; 1923’te kuruldu. 1926 yılındaysa ilk müsabaka organizasyonu gerçekleştirildi. Bu ilk şampiyonada teklerde Suat Subay, çiftlerde Suat Subay-Sedat Erkoğlu ikilisi birinciliği elde ederek, aynı zamanda Türk tenis tarihine de isimlerini yazdırmış oldular.
Türk tenisçilerinin uluslararası alanda ilk katıldıkları organizasyon; 1930 Balkan Şampiyonası oldu. Bu şampiyonada çiftlerde Sedat Erkoğlu-Vahram Şirinyan birinciliği elde ettiler. Böylelikle Türk tenisi uluslararası alandaki ilk başarısını da kazanmış oldu. 1980 yılında İzmir’de yapılan İslam Oyunları’nda tek bayanlarda Tevfika Celaloğlu, çift bayanlarda Tevfika Celaloğlu-Emel Erdem çifti ve karışıkta Tevfika Celaloğlu ile Kemal Ambar çiftinin şampiyonlukları Türk tenisinin en önemli başarıları arasında yer aldı.