Yönetmen: Terry Gilliam
Oyuncular: Bruce Willis, Madeleine Stowe,
Brad Pitt, Christopher Plummer, Jon Seda
Yapım: ABD, 1995
Filmde ‘Kassandra Sendromu’ denen bir hastalıktan söz ediliyor. Bu hastalık, olacak kötü şeyleri anlayıp, bir şey yapamamanın çaresizliği içinde kıvranmak olarak tanımlanabilir. Bu, kanser olan bir kişinin öleceğini bilmesi, aruzalanıp düşmek üzere olan bir uçağın içine olmak gibi bir şey.
12 Maymun, Bruce Willis ve Brad Pitt gibi ünlü oyuncularıyla ilk bakışta gişe için yapılmış bir film izlenimi veriyor. Gelecek zamanla ilgili sahneler insanı rahatsız edecek kadar iç karartıcı, karanlık ve kurgusal olarak ise oldukça karmaşık. Yirminci yüzyılın sonlarında dünyanın çeşitli yerlerinde aynı anda görülmeye başlayan bir virüs insan ırkını yok olmayla karşı karşıya bırakmıştır. Geride kalanlardan bir grup bilim adamı gün gelir bir zaman makinesi icat ederler. Bu virüsün nasıl yayıldığını öğrenip engellemek üzere bazı mahkumlara zorla zaman yolculuğu yaptırırlar. James Cole (Bruce Willis) de zaman yolculuğu yapmaya zorlanan kişilerden biridir. James, bir taraftan bilim adamlarının gönderdiği yer ve zamanda virüsle ilgili araştırmalarda bulunurken diğer taraftan da bir daha geleceğe gitmemenin yollarını aramaktadır. İlerleyen sahnelerde James ne virüsü bulabilir ne de bilim adamlarının elinden kurtulabilir. Kendisini her yolculukta farklı zorluklar beklemektedir. Filmin sonuna doğru gördüğü kabusların da etkisiyle yavaş yavaş aklını yitirmeye başlar. Tam bu sırada bir kadınla (Madeleine Stowe) tanışır. Kadın, onun zaman yolculuğu yaptığına zor da olsa inanmıştır. Virüsü birlikte aramaya başlarlar. Bilim adamlarının şüphelendikleri 12 Maymun adlı bir ekibe ulaşmaya çalışırlar…
Film bilim kurgu niteliğinde ortalamanın üzerinde bir kalitede seyrederken bize büyük dünya ile ilgili kendisine yakışır bir çözümleme sunuyor.
Filmi kurgulayan kişilerin, “Mutlak Kader” kavramını bilerek veya bilmeyerek bu kadar çarpıcı bir biçimde anlatmış olduğunu görmek insanı hayrete düşürüyor. Bu finali mutlaka kendi gözlerinizle görmelisiniz.
Filmde ‘Kassandra Sendromu’ denen bir hastalıktan söz ediliyor ki bu hastalık, olacak kötü şeyleri anlayıp, bir şey yapamamanın çaresizliği içinde kıvranmak olarak tanımlanabilir. Bu, kanser olan bir kişinin öleceğini bilmesi, arızalanıp düşmek üzere olan bir uçağın içinde olmak gibi bir şey. Mutlak kader kavramını bu açıdan görmek de ilginç.